MANASI 1 (Hakkaâ Biz, onu (Kur'ân-i Kerim'i) Kadir Gecesi (Levh-i Mahfûz'dan dünyâ semâsına) inzal ettik. )
Kadir Gecesi, senenin içinde bir gecedir. Hangi gece olduğu beyân buyurulmamıştır. Ekser ulemâ: «Kur'ân'm Ramazan'da nü­zulü mansüs olduğundan, Ramazan gecesinden biridir» demişler­dir. Fakat hangisi olduğu tayın edilmemiştir.
Birçokları, Ramazan'ın son on gününün gecelerinden biri ol­duğuna kaail olmuşlardır. İmâm Şafiî, «Yirmi üçüncü gece olması me'mûldür.» der. İmânı A'zam Ebû Hanîfe (Rahmetullahi Aleyh) de: «Yirmi yedinci gece olduğunu ümid ederim»; demiştir, Cum-hûr'un kavli de, budur
2 (Kadir Gecesi (nin o büyük fazl-u şerefi) ni sana bildiren nedir? )
3 (Kadir Gecesi (içinde Kadir Gecesi olmayan) bin aydan hayırlıdır. )
O gece edilen ibâdet ve tâatin hayır ve sevabına son yoktur.
Bu gece, mahzâ Allah Teâlâ'mn Muhammed (sallallahü aley­hi ve sellem) ve ümmetine bir fazlı, bir ihsanıdır.
Rivayet edildiğine göre, Hazret-i Peygamber sallallahü aleyhi Ve sellem bir gün, İsrâîloğullarmdan bin ay Allah yolunda silâhını omuzundan indirmiyen bir kimseden bahsetmişti. Ashâb (Radiyal-lahü teâlâ anhüm): «Bizim ömrümüzün bu sevaba nail olmaya ta­hammülü yok.» diyerek mahzun olmuşlardı. Allah Teâlâ da, bu sûreyi inzal buyurdu. (îbn-i Münzir, İbn-i Ebi Hatim, Beyhakî, Mücâhid).
Bu suretle, bir gecelik ibâdet ve tâat, bu ümmet İçin, bin ay­lık ibâdet ve tâate muâdil tutulmuştur.
4, 5 ( O gece Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle, her emr için, (yere veya dünyâ semâsına) iner de iner. O gece, tâ fecrin tu-lûuna değin bir selâmdır. (O gece Allah Teâlâ, selâmetten gayri bir şey takdir etmez).
Kadir Gecesinde dua etmek mesnûndur. Zîrâ icabet vakitlerin­den biridir. Hazret-i Âişe (R. Anhâ) şöyle demiştir:
«Dedim ki, yâ Resûlallah! Kadir Gecesine rastlarsam ne dua edeyim? Buyurdu ki: Allahümme inneke afüvvün tühibbül'afve fa'fü anniy (Allah'ım! Şübhe yok ki, Sen çok afvedicisin. Afvı se­versin. O, hâlde, beni afvet,) de.»
Süfyan Sevri, «O gece duâ ve istiğfar etmek, namazdan sevim­lidir. Kur'ân okuyup sonra duâ etmek daha güzeldir. Resûl-ü Ek­rem sallallahü aleyhi ve sellem, Ramazan geceleri cehdile çalışır, ve tertil ile Kur'ân okurdu. Rahmet âyeti geçtikçe ister, azâb âyeti geçtikçe fieavvüz ederdi.» demiştir.
ibn-i Receb de: «En mükemmeli, namaz, kırâet, duâ, tefekkür beynini cemetmektir. Aleyhissalâtü vesselam, bunların hepsini yapardı. Bilhassa son on günde daha ziyâde yapardı.» der.
Beyheki, îbn-i Mâlik (R.A.)'den şöyle rivayet etmiştir:
«Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, kim Ramazan çıkın­caya kadar, Akşam ve Yatsı Namazlarını cemâatle kılarsa, Kadir Gecesinden daha çok haz ve nasîb alır, buyurmuşlardır.»
Diğer bir hadîs-i şerifde de:
«Kadir Gecesi, Yatsı Namazında cemâatte hazır bulunan, on­dan nasibini almış olur.» buyurulmuştur